Zaman fırtınasının etkisinde olan Zephyr yok olmanın eşiğinde iken Daisy ve Coulson ekibi kurtarmak için başarısızlıklarını tekrar tekrar yaşamak zorundadır. Agents of SHIELD 7.Sezon 9.Bölüm İncelemesi.
Bu bölümü Simmons karakterine hayat veren Elizabeth Henstridge tarafından yönetilmiş.
Agents of SHIELD 7.Sezon 9.Bölüm İncelemesi: Her zaman olduğum gibi
Arıza sebebiyle kendilerini vortekse doğru ilerlerken bulan ekip zor anlar yaşamaktadır. Kendini zaman döngüsü içinde bulan Daisy ne olduğunu anlamaya çalışırken Coulson’ı uyandırmasıyla birlikte döngüde yalnız olmadığının farkına varır. Coulson daha önce defalarca olduğu gibi bu kez de Daisy’e olan biteni bir kez daha açıklar. Zamanı kısıtlı olan Daisy ve Coulson’ın görevi vortekse varmadan önce sıçrama yapabilmek için arıza gidermek ve ekibi kurtarmaktır. Eğer denerken Daisy ölürse hafızası silinir ve her şey baştan başlar. Üstelik her döngüde Vortekse olan mesafede biraz daha azalmaktadır. 94…48…41… derken işler daha da zorlaşır. Hızlı hareket etmek zorunda olan Daisy saniyeler sonra yaşanacakları Mack, May, Yo-yo ve Deke’e bildiğini kanıtlar. Bunun üzerine Deke, Simmons’ın yanına gidip anıları bastıran implantı çıkartmaktan bahsederken Daisy ve Coulson bu konuşmayı duyar ve implantın varlığından haberdar olurlar. Ancak bir sorun daha vardır Simmons implantı çıkartmayı ilk deneyişinde ölmüştür. Bir sonraki döngüde onunla beraber olan Daisy’de yine aynı şekilde ölmüştür ancak ölmeden hemen önce kilitli olan kapıyı açabilmiş ve Coulson’ın ekipten birinin implantın çıkarılmasını istemediğini anlamasını sağlamıştır. Bir sonraki döngüde hafızası silinmiş olan Daisy’e yine her şeyi açıklamak zorunda olan Coulson’dır. Bir sonraki denemede Simmons ile küçük bir konuşma yaptıktan sonra Daisy’nin yanına Sousa gelir, ona her şeyi kısaca anlattıktan sonra Sousa tarayıcıyı çekmeceden aldıktan saniyeler sonra ölür.

Coulson: Someone keeps trying to kill our people.
Birileri ekibimizdekileri öldürmeye çalışıyor.
Why doesn’t that piss you off? It should.
Bu neden seni öfkelendirmiyor? Öfkelendirmeli.
I’m sorry.
Üzgünüm
I don’t like watching you die.
Ölümünü izlemek hoşuma gitmiyor.
I don’t like watching any of you die…
Herhangi birinizin ölümünü izlemek hoşuma gitmiyor.
over and over.
Tekrar ve tekrar
Daisy: We will figure this out.
Bunu çözeceğiz
You know we will.
Çözeceğimizi biliyorsun
Coulson:
Sure. But in the meantime, it is soul-crushing.
Elbette. Ama bu arada, ruhumu parçalıyor.
If I even have a soul.
Tabii bir ruhum bile varsa.
Daisy: Don’t talk like that again.
Bir daha böyle konuşma sakın.
Of course you have a soul.
Tabii ki bir ruhun var.
Coulson: Don’t say that.
Böyle söyleme.
Don’t say “of course”.
Tabii ki deme.
I’m not who I was.
Eskiden olduğum kişi değilim.
I’m this thing.
Ben bu şeyim
I was Max Headroom for a year.
Bir yıl boyunca Max Headroom’dum.
And you know what?
Ve biliyor musun?
Being trapped in a time loop,
Bir zaman döngüsünde mahsur kalıp,
watching my friends die, helpless to stop it…
arkadaşlarımın ölümünü izleyip çaresizce buna son vermek
it’s not some time-space anomaly.
bir uzay-zaman anomalisi değil.
It’s a damn metaphor.
Bu lanet bir metafor.
This is my life now.
Hayatım bundan ibaret artık.
Daisy: Does it not occur to you that I might know something about watching my friend
die over and over again?
Arkadaşımın tekrar ve tekrar ölümünü izlemek hakkında bir şeyler biliyor olabileceğim aklına bile gelmiyor mu?
Coulson: This is different.
Bu farklı.
Daisy: Is it?
Öyle mi?
Coulson: I will watch all of you die, one by one.
Tek tek hepinizin ölümünü göreceğim.
Everyone I love.
Sevdiğim herkesin.
Because someone decided I should.
Çünkü birileri bunu yapmam gerektiğine karar verdi
I’m a machine now.
Artık bir makineyim.
I have programming,
Programım var,
programming which won’t even let me…
programlama bana izin bile vermeyecek…
Daisy:
What?
Ne oldu?
Coulson: It’s Enoch.
Ve böylece kimin öldürdüğü bulunur. Enoch’u devre dışı bıraklamaları gerekir ancak bu kolay olmayacaktır. Bir kaç denemenin ardından “Enoch. We need to talk.” Enoch bütün ekibi yere sermiştir. Bir sonraki sefer Daisy uyandığında Sousa ile yakınlaşıyorlar :) . Sousa, Jemma ile konuşurken olan bi teni duyan Enoch, Sousa’yı engellemek için peşinder gider ve ekibin geri kalanı ile onu köşeye şıkıştırırlar. Ancak bu kez de vakit yetmez daha hızlı olmaları gerekiyordur. İmplanttan çıktı artık Jemma Simmons hatırlıyor. “It’s Enoch. He’s the key.” pek de iyi bir cümleye benzemiyor bu. Enoch… Jemma bir şey daha hatırladı Fitz ile ilgili olabilir sonraki bölümde onu görebiliriz gibi. Vortekse bir kilometreden az kalmışken Enoch kendini ekip için feda etmiştir.
“I am acutely aware that in my thousands of years observing humans, I never used to feel lonely. I have been alone many times. To be candid, I preferred it. But it wasn’t until I met this particular team of S.H.I.E.L.D. agents that being alone meant… feeling lonely. And I don’t care for it.”
İnsanlarla geçirdiğim binlerce yıl boyunca asla yalnız hissetmediğimin son derece farkındayım. Defalarca yalnız kaldım. Dürüst olmak gerekirse bunu tercihde ediyordum. Ama S.H.I.E.L.D. ajanlarından oluşan özel bir ekip ile tanışana dek yalnız kalmak yapayalnız olmak anlamına gelmiyordu. Ve bu umrunda değil.
So…
I am feeling, as you might expect,
some anxiety now.
You don’t have to.
You’re not alone.
Daisy and I will stay with
you right up to the end.
That is very kind of you.
But…
it’s that last part, isn’t it?
You can stay with me up to the end,
but you can’t come with me at the end.
I will have to leave you.
And I will have to do that alone.
And I can’t help wondering…
when that happens…
will I feel lonely?
I can say with some authority
that you’re not wrong.
Dying is lonely.
But the feeling is temporary…
at least for the person dying.
The ones who are left behind…
less so.
I guess that’s the one
advantage to going first.
Yes.
It’s different,
watching your friends
go before you, isn’t it?
I have been through that, as well.
It can be harder to stay than to leave.
I’m sorry, Philip J. Coulson.
Enoch…
the team will carry on the mission.
We will survive because of you.
Thank you.
You are most welcome.
But, Agent Johnson,
while your friends will indeed survive,
the team will not.
W-What do you mean?
I have seen the future.
Carry on this mission and cherish it,
for it will be your
last mission together.
Bizleri üzen bu konuşmanın sonunda Enoch ekibin bu görevden sonra dağılacağını söylüyor. Geleceği gördüm. Bu görevi tamamlayıp tanıdını çıkarın.
Fitz.
He was my best friend.
And you were a good friend to Fitz.
You were a good friend to all of us.
As I have always…
Fitz geri dönecek mi?
Bu bölümü yöneten Elizabeth Henstridge‘in Collider ile yaptığı röportaj’da Fitz‘i tekrar görür görmeyeceğimiz soruluyor ve Henstridge ise şu şekilde cevap veriyor:
Onu son görüşüşümüzün üzerinden çok geçti. Kesinlikle cevaplar alacağız. Nerede olduğunu, neden orada olduğunu ve neler olduğunu öğreneceğiz. Bunlardan bazılarını Jemma’dan duyacağız. Bölüm 7×9’da, orada neler olabileceğine dair bazı ipuçları alıyorsunuz. Ve yakında, neler olduğunu doğrudan Fitz’den duyacaksınız, ki eminim birçok insan için bir rahatlama olacak.